İBB’DEN SİLİVRİ VE AVCILAR’DA DEPREM FARKINDALIK EĞİTİMİ

İBB, sadece deprem olduğunda hatırlanan ‘Deprem Gerçeği’ni unutturmamak için bir dizi eğitim vermeye başladı. “Deprem Farkındalık ve Güvenli Yaşam Eğitimi”ni ilk alanlar, Avcılar ve Silivri’deki belediye çalış

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), Başkan Ekrem İmamoğlu’nun, 26 Eylül’de merkez üssü Silivri olan 5.8’lik depremin ardından başlatmış olduğu ‘deprem seferberliği’ çerçevesinde, bir dizi eğitime başladı. İBB İnsan Kaynakları ve Eğitim Daire Başkanlığı Eğitim Müdürlüğü’nün organizasyonu, AKOM’un (Afet Koordinasyon Merkezi) desteği ile verilen eğitimlerin ilk ikisi, pilot bölge olarak seçilen Avcılar ve Silivri’de yapıldı. Eğitimler, her ilçenin belediye çalışanlarının katılımıyla gerçekleştirildi. Verilen eğitimlere, ilçe belediye başkanlıklarının İnsan Kaynakları ve Eğitim Müdürlükleri de katkı sundu.

-AVCILAR VE SİLİVRİ PİLOT BÖLGE-
Belediye Başkanı Turan Hançerli’nin de katıldığı Avcılar’daki ilk eğitim, 18 Ekim Cuma, Sismoloji Uzmanı Kocaeli Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şerif Barış’ın sunumuyla, Avcılar Barış Manço Kültür Merkezi’nde yapıldı.

Belediye çalışanlarının katılımıyla yapılan Deprem Farkındalık ve Güvenli Yaşam Eğitimi’nin dün de ikincisi, Silivri Belediye Meclisi’nde gerçekleştirildi.

-SON 100 YILDA 77 YIKICI DEPREM-
Sismoloji Uzmanı Prof. Dr. Şerif Barış’ın renkli anlatımıyla, Türkiye ve dünyadaki deprem gerçeği gözler önüne serildi.  Türkiye’de son 100 yıl içerisinde 77 kez yıkıcı deprem yaşandığını anlatan Barış, dünyada da her yıl, şiddeti 6’nın üzerinde olan çok sayıda depremin yaşandığına belirtti.

-TARİH VERENLERE İNANMAYIN-
“Depremin ne zaman olacağını önceden kimse tahmin edemez. Küçük depremlerin olması da büyük depremleri geciktirmez”
diyen Barış, “Ekranlarda, deprem uzmanı diye görüşleri alınanlara inanmayın. Çoğu haritacılıktan gelme. Deprem şu tarihte olacak, bu şekilde olacak, şiddeti de bu kadar olacak diyenlere itibar etmeyin” ifadelerini kullanarak katılımcılara uyarılarda bulundu.

-ARKADAŞLARIMA 3 GÜN BOYUNCA ULAŞAMADIM-
Geçtiğimiz 26 Eylül’de, merkez üssü Silivri olan 5.8’lik depremin ardından iletişim konusunda çok ciddi sorunlar yaşandığını hatırlatan Barış, Japonya’dan örnekler vererek sunumuna şöyle devam etti:
“Japonya’nın iletişim altyapısı mükemmel. 2003’teki 7.8 şiddetindeki depremden sonra arkadaşlarımı aradım ama 3 gün boyunca ulaşamadım. Çünkü sistem otomatik olarak telefonları kesiyor. Sadece SMS atabiliyorsunuz veya aradığınız numaraya mesaj bırakarak; aradığınız kişinin mesajı dinlemesini sağlıyorsunuz.”

-İLETİŞİM SORUNUNUN ALTINDAN KİMSE KALKAMAZ-
Bir katılımcının, “Neden telefonları kesiyorlar” diye sorması üzerine Barış, “Çünkü gerçekten ihtiyacı olanlara lazım. Arama kurtarmaya, belediye başkanına, afeti yönetecek insanlara, ambulansa lazım” cevabını verdi.

Bunun üzerine başka bir katılımcı da, “Demek ki onlar da yettiremiyorlar” dedi. “Yettiremiyorlar değil, yetmeyecek zaten” karşılığını veren Barış, şöyle devam etti:
“Dünyanın en iyi altyapısını da kursanız… Altyapı ile ilgili bir sorun değil bu. Beş şeritli otobana, on şerit otobüsü sokun, bakalım sonuç ne olacak. Trafik tıkanır. Son yaşadığımız depremde de, 16 milyon insan birbirini arayacak, İstanbul’da akrabaları olan da dışarıdan arayacak… Bunun altından hiçbir altyapı kalkamaz. 2011’deki 9.1 şiddetindeki depremden 2 gün önce oradaki hocalarla beraberdim. Ertesi gün Kobe’ye gittim. 2 gün sonra deprem oldu ve ben konferanstaki hocalarla yine iletişime geçemedim. Bu sefer de iletişimi 10 gün kestiler. Sadece 171 acil ulaşım servisi ve ankesörlü telefonlarla görüşebildik. Türkiye’de de depremlerde iletişim sorunun yaşanmaması için böyle bir sistemin kurulması gerekiyor.”

-EVİNİZİ GEZİN, TEHLİKA AVI YAPIN-
Deprem sırasında, evdeki eşyaların da büyük tehlikelere sebep olabileceğinin altını çizen Barış, şöyle devam etti:
“Afete hazırlık evden başlar. Evinizde acil durum planı ve tehlike avı yapmamız lazım. Bunun belediye binalarının içinde de yapılması lazım. Öncelikle, deprem sırasında düşebilecek veya devrilebilecek eşyalar tespit edilmeli ve duvara monte edilmeli. Evin her odasını her köşesini gezerek bunu yapın. 17 Ağustos depreminde devrilen eşyalar kapı önlerini kestiğinden çok sayıda insan dışarı çıkamadı. Yaralanmaların da yüzde 50’den fazlası ayak yaralanmaları. Çünkü gece elektrik olmadığından, insanlar panik yaparak dışarı çıkmak istediğinden, kırılan cam ve cam eşyalara basarak yaralandı. 13 Mart 1992’de yaşanan Erzincan depremi de akşam 18:53’te oldu. Hava soğuk olduğundan yanan soba, sıcak sudan çok kişi yaralandı. Yanarak yaralananların sayısı bu deprem de yüzde 40 civarında olmuştu.”

Prof. Dr. Şerif Barış’ın deprem öncesi ve deprem sonrası alınacak tedbirlere dair anlattıklarından satır başları şöyle:

-SAĞLIKLI İLETİŞİMİN YOLLARI-
“Depremde iletişime geçmenin iki yolu vardır. Bölge dışından birini, ‘bölge dışı bağlantı kişisi’ olarak belirleyin. O kişinin numarasını bütün aile bireyleriniz öğrenecek. Deprem olduğunda o kişiye, “Güvendeyim, aile buluşma noktasına gidiyorum” diye kısa mesaj atacaksınız. Veya deprem çantanızda olan kurşun kalemle bir kağıda, daha önce belirlediğiniz deprem buluşma noktasına gittiğinize dair bir not yazıp, yine daha önce belirlediğiniz yere notu koyacaksınız. Japonya’daki en yaygın sistem budur. Sağlıklı iletişim sağlamanın tek yolu bu.

-AİLE BULUŞMA NOKTASI-
Aile buluşma noktası, düşünüldüğü gibi açık alanlar değildir. Deprem, kışın olduğunda ne olacak peki? AVM’lerin otoparkları da çok güvenlidir. Buralar kullanılabilir. Hastaneler, yeni yapılan devlet okulları. Adliye sarayları ve buraların otoparkları. Buluşma noktası; 2-3 gün içerisinde afete müdahale edecek ekipler gelene kadar aile bireyleri ile birbirinizi kaybetmemeniz, buluşmanız gereken yerlerdir. Çocuğunuz okulda ise orada kalsın. Size bir şey olma ihtimaline karşı önceden, çocuklarınızı okuldan alabilmeleri için yönetime, 2. ve 3.derece aile bireylerinizin ismini, fotoğrafını verin.

-AFET ACİL DURUM ÇANTASI-
Her ailenin durumuna göre içeriği değişebilir. Bebeği olanlar; emzik, mama, kız çocuklar için oyuncak bebek, erkek çocuklar için araba koymak zorunda.  Yaşlılar için de, yakın gözlüğü, dilaltı, kan sulandırıcı haplar. Biraz para, bir düdük, el feneri, bir radyo ve buna uygun pil, biraz bisküvi ile konserve türü yiyecekler ve su.”

Sismoloji Uzmanı Prof. Dr. Şerif Barış’ın sunumu daha sonra, soru-cevap şeklinde devam etti.


Kaynak: İstanbul Büyükşehir Belediyesi






















İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

İSTANBUL Haberleri