Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel: “Hep Birlikte Kazanacağız”

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel: “Hep Birlikte Kazanacağız”

“SALDIRI GİRİŞİMİ DAHA ÖNCEDEN PLANLANMIŞ, AZMETTİRİLMİŞ, TALİMATLA YAPILMIŞ BİR İŞ”

“EKREM BAŞKAN MİTİNGLERDEN ÇOK MEMNUN”

“BİZ ÜLKE İÇİN HER ŞEYİ GÖZE ALDIKÇA TAYYİP BEY UYUYAMIYOR”

“GÜNLERCE, ‘CHP OTOBÜSÜ POLİSİ EZDİ’ DİYE KESİLMİŞ GÖRÜNTÜ YAYINLADILAR”

“KAYBETTİĞİNİ GÖRENLER, ÜLKEYİ KUTUPLAŞMA İKLİMİNE SOKMAYA ÇALIŞIYOR”

“‘KÜRT SORUNU YOKTUR’ DİYEN NE KÜRT SORUNUNU NE DE TERÖR SORUNUNU ÇÖZEBİLİR”

“BEN ‘TÜRK MİLLETİ’ DEMEKTEN DE ‘KÜRT SORUNU VARDIR’ DEMEKTEN DE UTANMAM”

“ECEVİT’İN, ERBAKAN’IN KURTARDIĞI KIBRIS’I ERDOĞAN TRUMP’A PAZARLIYOR”

“İŞ DÜNYASININ SESSİZLİĞİNİ BİR YERE KADAR ANLIYORUM AMA ‘YA HEP BERABER YA HİÇBİRİMİZ’ DEMEKTEN GERİ DURAMIYORUM”

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Sözcü TV’de yayınlanan Özel Röportaj programına katıldı. İpek Özbey moderatörlüğünde Senem Toluay Ilgaz, Özlem Gürses ve Serap Belovacıklı’nın sorularını yanıtlayan Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özel, “Sağlığımız iyi, moralimiz iyi ama zorlu ve sıkıntılı bir süreçteyiz. Bugün Silivri Cezaevi’nden geldim, her Perşembe olduğu gibi. Arkadaşlarımı, belediye başkanlarımızı orada görmek, Ekrem Başkan’ı orada bırakıp dönmek iyi bir şey değil tabii. O yönden öyle ama moralimizi yüksek tutmaya, mücadele azmimizi sürdürmeye, bu yüzden de iyi olmaya mecburuz. Çünkü bu kötülükleri yapanlar, bizim enerjimizi düşürmek için bunu yapıyorlar. Onlara teslim olmamak için iyi olmak zorundayız” dedi.

“TALİMATLA YAPILAN BİR İŞ”

Genel Başkan Özgür Özel, Sırrı Süreyya Önder’in cenaze törenindeki saldırı ile DEM Parti’nin Önder’in arabasına düzenek konulduğu açıklamasıyla yaşananlara dair “Eski Türkiye” benzetmesinin sorulması üzerine şunları söyledi:

“Sırrı Süreyya Önder’in de aracında işte bir kazayı tetiklemeye yönelik, bir suikast girişimine yönelik bir düzenek konulduğuna ilişkin bir bilgi ve bize yapılan saldırıyla ilgili bir takım sorular vardı. Anlatmaya çalıştığımız şu; bizim yaptığımız görev öyle korkmayı, sinmeyi, geri adım atmayı kabullenebilecek bir görev değil. Zaten bunları göze almadan bu görevlere talip olmuyorsunuz. Benim bir nefes alıp itiraz ettiğim husus şu, eski Türkiye görüntüsü mevzusunda… 90’lı yılların o yönünü aklamak için demiyorum, ama bu iktidar döneminde daha bir yıl önce bir şehit cenazesinde kendi memleketimde, organize edilmiş bir grubun sözlü ve fiziki saldırısına, cenazede linç edilmeye çalışıldım ben. Bu iktidar döneminde Kemal Kılıçdaroğlu bir şehit cenazesinde, Çubuk’ta linç edilmeye çalışıldı. Kemal Kılıçdaroğlu’na Meclis’te şeref kapısının önünde elmacık kemiğinin üstüne yumruk bu iktidar döneminde atıldı. Şavşat’ta heyetimize geçerken yapılan saldırıda bir Bursalı askerimiz bu iktidar döneminde şehit oldu. Bu iktidar döneminde gazeteciler, akademisyenler, partilerin genel başkan yardımcıları evlerinin önünde sopalı taşlı saldırılara uğradılar. Yani eski Türkiye’de oluyordu da değil. Eski Türkiye’nin o hani 90’ların karanlık, beyaz Toroslar bilmem neler. Evet onu çağrıştıran kriminal bir tip. O yüzden bu yönüyle Türkiye orada eskide kalmadı, yenisi daha bile berbat. Bunu kabul edelim. Rakamlarla, istatistiklerle hatta 90’larda iktidarı ya da iktidarın ittifak ortağını, koalisyon ortağını rahatsız eden, tweet atan akademisyene sopayla saldırmıyordu kimse. Bunu görelim. Ama o dönemde demokratik siyasetin önünde çok kirli eller, çok gizli operasyonlar yapıyordu. O dönemi atlamayalım. Ama bu dönemde bu işler bitmişti de hortladı değil yani. Bu işler oluyordu. Ben bunu söylesem Kemal Bey’e haksızlık en başta yani. Üç kere ona da bu saldırılar yapıldı. Deniz Bey’e bu saldırılar yapıldı. Yapılıyor bunlar. Mesele bu saldırıları nasıl okuyacağız, ne yapacağız orada. Ben saldırı anında da dedim. Bunu bir partiye veya işte şu gruba, bu gruba mal etmem. Bu doğru bir şey değil. Hele hele olayın o sıcaklığıyla böyle bir şeyi kimseye mal etmek, ‘Senin yüzünden oldu, sen yaptırdın’ demek olmaz. Ama esas daha büyük bir yükü sırtlarına vermek durumundayız. Bu olayın hızla araştırılıp tüm yönleriyle, tüm bağlantılarıyla ortaya çıkarılması. Çünkü adım kadar eminim. Yani yüzde bir şüphem yok. Mesele önceden planlanmış, azmettirilmiş, talimatla yaptırılmış bir iş. Bir mesajı var, pek çok mesajı var. Onları zaman zaman da söyledim. Mesela bir katil geliyor, herhangi birisi değil. Mesela burnunu kırmaya çalıştığı doğru. Bir iz bırakmaya. Bunu mesela bir boksöre de yaptırabilir, hiç sabıkası olmayan birine de saldırtabilir.”

SALDIRI İLE VERİLMEK İSTENEN MESAJLAR

“Bir kere bir katil geliyor ve sana dokunuyor. Bu şu demek, ‘Aklını başına al.’ Bu adamın elinde daha önceden olduğu gibi bir silah da olabilirdi başka bir şey de olabilirdi. İkincisi şu mesajı veriyor. ‘Evladına acımamış, sana mı acıyacak?’ İkincisi bir değil iki kişiyi öldürmüş. ‘Bunu iki kere düşün’ diyorlar. Biz hani diyoruz ya ‘Biz tavır geliştiriyoruz’, ‘Bunu iyi düşün’ diyor, ‘İki kere düşün’ diyor. Ve bunu mesela iki saat önce orada. Benimle birlikte yakasına fotoğraf takmış, yürüyerek geliyor. Salona girebilir, otururken vurabilir, arabadan inerken vurabilir, arabaya binerken vurabilir. Sokakta yapıyor, bekliyor yani. O yüzden işte ‘Sokakta gezme, git partine otur’ mesajlarının bir bütünü var burada. Buradaki yapılan işin aydınlatılması sorumluluğu iktidara aittir. Çünkü bir Emniyet Müdür Yardımcısının çok açık bir kusuru var orada. Yönlendirmesi var. Beni İstanbul Valisi ilk dakika aradı. Şimdi hakkını teslim edeyim. İstanbul Emniyeti, Koruma Müdürümü direkt aramış. Kaymakam Bey daha ben ilçe sınırlarından çıkmadan, Beyoğlu Kaymakamı aradı konuştuk. Sağlık Bakanı aradı, İçişleri Bakanı aradı, Cumhurbaşkanı aradı. Hızla ve ısrarla ve siyasette bunu doğru kabul etmek durumundasınız. ‘Bu işin bizimle ilgisi yok’ dediler. ‘Bu işin sizinle ilgisi yoksa, kimle ilgisi olduğunu bulmak sizin görevinizdir’ diye de ben söyledim onlara. Ama bunu bekliyorum ve şu anda da ‘Hani ne oldu?’ diyecek durumda değiliz. Ama soruşturmanın çok geniş sürmesi lazım. Şu kadarını ifade edeyim. Bir tek şunu söyleyeceğim. Yani biz girerken bir yerden girdik, bütün koruma ekipleri aldıkları eğitim gereğince ‘Biz buradan nasıl çıkacağız?’ diye bakıyorlar. Aynı Sayın Efkan Ala’nın, Sayın Ömer Çelik’in koruma ekibi gibi Sayın Meclis Başkanvekilinin koruma ekibi gibi, bizim ekip de ‘Burası doğru’ deyip VIP otoparkı dedikleri törene katılan kişilerin dışarı çıkmadan arabaya binebildikleri yeri seçmişler, orada da yer tutmuşlar. Yer tutuyor bu ekipler. Bizim koruma ekibimiz de orada bize bir yer tutmuş, aracımızı buraya alacağız diye. Herkesinki alınmış bizimki alınmamış. Ben 14 yıldır milletvekiliyim, AKM’nin otoparkına da, eskiden çok girmişizdir. Çünkü o bölgeye gidince çok avantajlı bir otopark orası. Girmediğim bir otopark yok. Herkes milletvekili aracını sokar. Kaldı ki şimdi Ana Muhalefet Lideriyim, hani böyle şey için değil ama oradaki üç araçtan da devlet protokolünde çok çok öndeyim ben. Erdoğan, Meclis Başkanı, Ana Muhalefet Lideri. Böyle geliyor bu işler. Ve bizim aracı oraya sokmayıp, bu belki ilginizi çekebilir, çok kritik bir şey anlatıyorum. Belki şunu söylemek için detaylı anlatıyorum.”

“PARÇASI DEĞİLSE DE PARÇASI OLANDAN EMİR ALMIŞTIR”

Özel, aracın otoparka alınmasına engel olan yetkili hakkındaki soruya, “Parçası değilse parçası olandan emir almıştır. Kim olduğunu bilmiyorum. Bulup ortaya çıkarsınlar diye uğraşıyorum” yanıtını verdi. Özel, şöyle devam etti: “Şimdi, ‘Bu aracı buraya sokamazsınız’ diyor. ‘Nerede yapacağız?’ ‘Burada bekleyeceksiniz’ diyor. O aracı oraya koyunca benim o geçeceğim yer belli. Adamın iki saat önce görüntüsü var orada. Ben girerken bana bakıyor, iki saat boyunca oturuyor, elini kolunu falan geriyor. Saldırıya hazırlanıyor. Ve çok daha önemli bir detay. Ben beklenmedik şekilde 18 dakika geç çıkıyorum. Çünkü beni tabutun başına davet ettiler, sağ olsunlar. Tabutu arkaya taşıdık, arabaya. Geldik. İl Başkanımız da giremedi oraya, 18 dakika beklemiş, telefon da yok üzerimizde. Benim iki korumam, Ali Mahir, ben. Ve çıktığımız anda bütün salon boşalmış, adam gitmemiş. Beklemiş. Biz çıkarken salondan sekiz tane tekerlekli sandalye çıkıyordu. O 3 bin-3 bin 500 kişi boşalmış. Tam orada sabırla bekleyip, geçeceğimi biliyor. Bizim aracımızı oraya koydurtmayan kişi, bu organizasyonun içinde değilse, biri ona demiştir ki ‘Buradan geçsin Özgür Özel.’ Beni oradan geçirten kişi, o kişi. Benim talebim şu, biz kendisi hakkında suç duyurusunda da bulunduk. Benim talebim, namuslu bir muhakkik, benim şoförümü, korumalarımı, diğer araçlarının şoförlerini, korumalarını, etrafta trafikle ilgili düzenleme yapan polisleri, görgü tanıklarını dinlesin ve sonra da o kişiye ‘Bunu niye yaptın, Özgür Özel’in buradan yürümesini, koruma ekibine rağmen niye zorladın?’ desin.”

“İÇİŞLERİ BAKANI DETAYLARI BİLİYOR”

Genel Başkan Özgür Özel, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın konunun detaylarını bildiğini ifade ederek, “İçişleri Bakanı konuyu detaylarıyla biliyor. Ve İçişleri Bakanı bu konuyla ilgili bir soruşturma açıldığını söyledi. Ama İçişleri Bakanlığı tabii o günün benle ilgili kısmına bir bütün soruşturma açtı. Onu, bu bahsedilen şahsa suç duyurumuzla birlikte mutlaka bunu değerlendirecekler. İfadeler alınmalı, somut gerçek ortaya çıkmalı. Ben bunu söylüyorum” dedi. Özel, çelik yelek giyip giymediği sorusuna ise “Hayatımda hiç olmadı, çelik yelek nasıl bir şey bilmiyorum. Bir kez öyle çelik yeleğe kaldıysa iş, o iş bitmiş artık” yanıtını verdi.

“KİMSE ELEŞTİRİDEN MUAF DEĞİL”

Özel, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yaşananlarla ilgili aldığı tutum ve “Umarım yaşananlardan ders alınmıştır” cümlesini söylediği iddiaları hakkında, şöyle konuştu:


Kaynak:

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.