Alavere ile gelen, dalavere ile gider. Ve evet, tıpkı Daltonlar gibi

Alavere ile gelen, dalavere ile gider. Ve evet, tıpkı Daltonlar gibi

Siyaset topacı döndükçe döner ama bazıları hep aynı yere çarpar: Vicdanın duvarına.

Siyaset arenası, dostlukların değil, menfaatin galip geldiği bir sahnedir. Herkesin dilinde “millet”, “memleket”, “vatan” gibi kutsal kelimeler vardır ama perde arkasında dönen hesaplar çok daha kişiseldir. Çünkü bilirler ki, dostluklar geçicidir, koltuklar kalıcı. Güç kimdeyse, herkes oraya yönelir. Bugün dost gibi görünenler, yarın birbirinin sırtına basarak yükselmeye çalışır.

Bazı figürler vardır ki onları gördüğünüzde siyaseti değil, tiyatroyu hatırlarsınız. Üç gün önce övdüklerini, beşinci gün yerin dibine sokarlar. Çünkü çıkar bitmiştir. O koltuğa giden yol artık başka ittifaklardan geçmektedir. Siyaset, artık bir ilke meselesi değil, yönünü menfaate göre ayarlayan bir topaç gibidir. Dön babam dön. Bugün buradasın, yarın orada.

Ve bazıları var ki, bu siyaset topacını döndüren asıl aktörlerdir. Onlar Kağıthane’nin Daltonları gibi. Şimdilik mevkileri değişmiş olabilir ama huyları aynı kalmış. Sırt sırta değil, omuz omuza değil, birbirlerinin üstüne basa basa gelmişler o koltuklara. İsimlerini biliyoruz, kimlikleri artık gizli değil. ( Sağolsun Ercan abi kimliklerini açıklamış ) Halktan biri gibi görünürler ama halkı temsil etmekle uzaktan yakından ilgileri yoktur.

Siyaset desen, bilmezler. Devlet yönetimi desen, anlamazlar. Atatürk’ün ilke ve inkılaplarını sorsan, cevap veremezler. Çünkü onların zihinleri dolu değil; boş bir çuval gibi sadece görüntüden ibaretler. Ancak boşlukla dolu o çuvalı koltuğa oturtmak için birbirleriyle yarışırlar. Çünkü içi dolu olmak bu sistemde yetmez, çıkar odaklı olmak gerekir.

Zaten artık herkes biliyor: Daltonların kimlikleri ortaya çıktı. Kimin neyi temsil ettiği, kimin neden orada olduğu sır değil. Bugün beraber yürüyenlerin yarın nerede duracağı belli olmaz. Çünkü onların haritasını ilkeler değil, çıkarlar çizer.

Ama halk unutmuyor. Bu topaç dönerken, kimlerin değerleri çiğnediğini, kimlerin koltuk için nasıl şekil değiştirdiğini not ediyor. Ve günü geldiğinde, o topaç yere düşecek. O zaman geriye sadece ilkesizlikleriyle hatırlanacaklar.

Alavere ile gelen, dalavere ile gider. Ve evet, tıpkı Daltonlar gibi… Hep kaybederler.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Kasım AYDIN Arşivi