2009 yerel seçiminde aldığı oylarla beşinci sırada yer alan BBP’nin oylarına göz diken büyük partiler ise bir yolunu bulup işbirliği yapmak için girişimlerini sürdürüyor.

Geçtiğimiz Pazar günü partisinin Ferahevler’deki ilçe binasında bir kahvaltı veren BBP Sarıyer İlçe Başkanı Hüseyin Koç ise partiye katılanlara rozetlerini taktı.

Kahvaltıda parti yöneticileri ve üyeleriyle de bir araya gelen Koç, yerel seçimlerde izleyecekleri yolla ilgili olarak görüş alışverişinde bulundu.

Büyük Birlik Partisi Sarıyer İlçe Başkanlığı’ndaki kahvaltıya yönetim kurulu üyelerinin yanı sıra çok sayıda yeni üye de katıldı. Sarıyer Esnaf ve Sanatkarlar Derneği Başkanı Burhan Uzan, BBP Sarıyer İlçe Başkan Yardımcısı Ömer Çakır, Sarıyer İlçe Teşkilat Başkanı Kenan Helvalı, BBP Sarıyer Gençlik Kolları Başkanı Ufuk Kuzpınar ve yönetim kurulu üyeleri ile çok sayıda partili de kahvaltının konuğu oldu.

HÜSEYİN KOÇ: “BİZ RANT PEŞİNDE DEĞİLİZ”

Kahvaltıdan sonra konuklarına hitap eden bir konuşma yapan BBP Sarıyer İlçe Başkanı Hüseyin Koç şu anda 3 bin olan üye sayısını 5 bine çıkarmayı hedeflediklerini belirtti. BBP’yi ilkeleri ve kırmızı çizgileri olan bir çınar ağacına benzeten Hüseyin Koç, “Bir inanç ve bir gaye samimiyse mutlaka hedefe gider. İncelir ama kopmaz. Bu neye benzer, mesela bir çınar ağacı düşünün. Çınar ağacı birdenbire büyümez yavaş büyüyen bir ağaçtır. Ama bin yıl yaşıyor. Bütün zor rüzgarlara dayanıyor. Ama kavak ağacı birden büyüyor bakıyorsun ki çok yaşamıyor. Büyük Birlik Partisi bir çınar ağacı gibi. Yavaş yavaş ve ayaklarının üstüne basarak iyi bir toplulukla kuvvetle dağılmadan ve menfaat aramadan bir çınar gibi büyüyor. Kavak gibi birden bire büyüyüp yarın bir rüzgarda hemen yıkılmaz

Bu bir hizmet ve gönül işidir. Bu milletin Büyük Birlik Partisi’ne ihtiyacı var. Partimiz haklı, doğru ve misyonu olan bir parti. Büyük Birlik Partisi’ni iyi yerlere taşıyalım. Sarıyer’de herkes rant peşinde. Bizim partimiz hiçbir şekilde rant peşinde değil. Siyaset de yaparlar rant da ama bizim dünyamızda buna yer yok, hayallerimiz ve hedeflerimiz belli. Ben her zaman şunu söylerim. Kim olursa olsun millet adına ve o bölgede yaşayan insanların yararına bir şeyler yapılacaksa biz her zaman yanındayız. Ama büyük olmak haklı olmak anlamına gelmiyor. Ben iktidarım ben her şeyim ve her şeyi yaparım, ben ne dersem o olur böyle bir mantığı zaten kabul etmemek lazım. Orada yaşayan birileri daha var yanında. Başka insanlar da yaşıyor yani sadece ben yaşamıyorum ki. Bu mantıkla baktığımızda o zaman ne yapmak lazım, burada birileri de yaşıyor ve onların da hakkı var. Ben nasıl kullanıyorsam onların da aynı şekilde kullanmaya hakkı var diye bakabilmek gerekir diye düşünüyorum.”